Kategoriler
Bilgi

Açık Denizlerde Yolculuk

denizlerGemi iyice denize açılıp kara görünmez olduktan sonra, kaptan geminin durumunu daha sık kollamak zorundadır. Gündüz, genellikle güneşe bakılarak, geminin durumu kestirilebilir. Yıldızlı gecelerde durağan (sabit) yıldızlardan yararlanılarak, yön bulunur. Burada, kaptanın öğrenmek zorunda olduğu şey, yıldızların yerle yaptığı açıdır. Bu açı, sekstanla ölçülür açının ölçüldüğü andaki saat kaydedilir. Ondan sonra da harita üzerinde çalışarak, geminin yeri bulunur.

Hava bulutlu, ya da sisliyse, o zamanda elektronik aletlerle yön bulmaya çalışılır. Geminin ayrıldığı limanla, gitmek istediği liman arasında yola “rota” denir. Gemi limandan ayrılırken, kaptan önce harita üzerinde rotasını çizer. Yol boyunca da, her saat başında, gemini hızına göre aldığı yolu hesaplayarak, rotasının üzerini işaretler. Çok zaman, rüzgar ve akıntıların hızının etkisiyle, gemi yolundan ayrılmış olur. Böyle durumlarda, kaptan gemisini yeniden rotaya getirir. Gemilerin kötü havalarda yönlerini bulmasını sağlayan bir çok elektronik araç vardır. Bunlardan biri de «Loran»dır. Bu alet 2. dünya savaşı sırasında geliştirilmiştir. Çok uzak mesafelerden yön bulmaya yarar. «Loran»ın esası kıyıda bulunan iki verici istasyonudur. Bu istasyonların, birbirinden uzaklığı 300-600 km. kadardır. Bunlar, çok düzenli birbirinden aralıklı olarak, özel radyo dalgaları yayarlar. Açık denizlerde, gemini loranı, iki dalga arasındaki farkı kaydeder. Verici istasyonlarının nerede olduğu ve yayınlarının arasındaki fark bilinince de , loran haritasına göre geminin yeri kestirilir. Loran, genellikle, gündüzleri 1.000, geceleri de 2.000 km. uzaklıktaki gemilerin bulunmasına yardım eder. Bilindiği gibi, radar da, kapalı havalarda gemilerin en büyük yardımcısıdır.

Denizciliğin Gelişmesi:

12., ya da 13. yüzyıllarda pusulanın bulunuşuna kadar, gemiciler yollarını, elden geldiği kadar, karadan uzaklaşmamaya çalışarak bulurlardı. Açık denizde giden gemiler ise, güneş, yıldızlar ve daha çok kutup yıldızına bakarak yollarını kestirirlerdi. Yıldızların ufka olan açısını bulmaya yarayan «sekstant» daha bulunmamıştı. Bu alet bulunana kadar, gemiciler «usturlap» adı verilen bir aletle yıldızların ufukla yaptığı açıyı ölçmeye çalışırlardı. Usturlap, madenden yapılmış, çember biçiminde bir alettir. Ancak, kaba taslak bir ölçme yapmaya yarar. Bu alet, ancak ilk keşif yolculukları sırasında kullanılmıştır.

En eski denizci millet, bilindiğine göre, Fenikeliler’le Kartacalılar’dır. Kuzeyin denizci ulusu da, Vikingler’di. Bunlar, 1000 yıllarında, Kuzey Amerika’ya yolculuk etmişlerdi.

Pusulanın bulunmasından sonra, denizcilik daha güvenli bir hale geldi. Yapılan keşifler, yeni ufuklar açıyor, yeni zenginlik kaynaklarını meydana çıkarıyordu. Bu sayede, denizcilik günden güne ilerledi, önemi gittikçe arttı. 20. yüzyıldan sonra denizcilik dev adımlarıyla gelişmeye başladı.

Ticari Denizcilik:

Ticari denizciliğin gelişmesi, hep askeri denizciliğin yanısıra olmuştur. Avrupa’nın Amerika ile ilişkilerinin gelişmesi, büyük yolcu ve yük gemilerinin yapılmasına yol açmıştır. Yirminci yüzyıldan itibaren gemiler gelişti, büyük limanlar yapıldı. Dolayısıyla ticari denizcilikte günden güne gelişti, canlandı ve dünya ticaretinde önemli bir yer tutmaya başladı.

Doğu’da ise, denizcilik, Batı’daki kadar hızlı gelişme göstermedi. Orta Doğu’dan Çin’e kadar uzanan ülkeler, eski usul denizciliği sürdürdüler.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.