15. yüzyılda yetişmiş, Fatih devri mutasavvıflarının en büyüklerinden biridir. Asıl adı Şemsettin Ahmet’tir. Şam’da doğdu babasıyla birlikte geçtiği öğrenimini de burada yaptığı söylenir. Bir ara, Osmancın’ta müderrislik (medrese öğretmenliği) yapmışsa da, tasavvufa olan merakı yüzünden Ankara’ya giderek, Hacı Bayram’a çömez (mürit) oldu. Oradan ayrıldıktan sonra, bir süre Beypazarı’nda, İskilip’te oturdu. En sonunda İzmit’in Göynük kasabasına yerleşti. Fatih Sultan Mehmet’in dileği üzerine, İstanbul’un fethinde bulundu. Askerin maneviyatını yükseltmek için, büyük çabalar harcadı. Bu arada Eba Eyyub-i Ensari’nin (Eba Eyyub-i Ensari Muaviye zamanında İstanbul’u almak üzere buraya gönderilmiştir) mezarını da onun bulduğu söylenir. İstanbul’un fethinden sonra, Akşemsettin Göynük’e geri döndü.; bir süre sonra da orada öldü. Akşemsettin tıptan da anlardı. Tıp üzerine yazılmış «Maddet-ül Hayat» adında Türkçe bir eseri de vardır. Tasavvuf üzerine bir çok Arapça risaleler de yazmıştır ki, en önemlileri «Hal-i Müşkilat» ile «Risalet-ün Nuriye» dir. Hacı Bayram’ın ölümünden sonra, Bayramilik tarikatını da, Akşemsettin ile halifeleri yürütmüştür
Kategoriler